Faiz indirimi sonrası ekonomide neler değişecek? Bilal Emin Turan yanıtladı… Altın, borsa, mevduat için yeni yol haritası…
Ağustos enflasyonun açıklanmasının ardından TCMB Para Politikası Kurulu, eylül toplantısında politika faizini 250 baz puan indirimle yüzde 40,5'e çekti. Merkez Bankası’nın 250 baz puan indirime gitmesi piyasalar için sürpriz oldu mu? Faiz indirimleri sürerse kontrollü enflasyon düşüşü sağlanır mı? Küçük yatırımcı için hangi yatırım araçları öne çıkıyor? Düşük faizli kredi enflasyon ortamında avantaj mı, risk mi? Merkez Bankası yıl sonu faiz, enflasyon hedefini tutturabilecek mi? Merak edilen soruların cevaplarını ve daha fazlasını Posta Gazetesi Ekonomi Müdürü Bilal Emin Turan, cnnturk.com’da Trend Ekonomi: 5 Soru 1 Uzman’da yanıtladı.

Merkez Bankası, politika faizini 2,5 puan indirerek yüzde 47,5’e çekti. Bu kararın piyasaya etkilerini değerlendiren Bilal Emin Turan, “Evet, Merkez Bankası aslında beklentilerin üzerinde dememek gerekiyor. Çünkü biliyorsunuz enflasyonda %33'ü altına gerilemişti ve 32.9 olmuştu. Politika faizi %43'tü. Dolayısıyla burada zaten 10 puanın üzerinde bir makas açılmıştı. Aslında burada faizin köpüğünü aldı Merkez Bankası. Yüksek gelen enflasyon burada bir tereddüt oluşturdu. Fakat yine de nispeten yüksek bir politika faizi vardı. Reel faiz oldukça yüksek. Dolayısıyla burada bir tedirginlik. (Diğer yandan CHP kurultayına ilişkin dava tedirginlik yaratıyordu. Ancak duruşma 24 Ekim'e ertelendi.)
Aslında bu durumda Merkez Bankası'nın elini rahatlattı diyebiliriz. Burada bundan sonraki süreç çok önemli. Şimdi %40.5'e geriledi. Yani 2.5 puanlı bir indirim oldu. Bundan sonra Merkez Bankası'nın atacağı adımlar tamamen veri odaklı olacak. Yani dataya bağlı olacak.
Enflasyonda biliyorsunuz hizmetler ve konut tarafı, gıda tarafı aslında enflasyonu zorluyor. Burada bir katılık var. Son dönemde de yukarı yönlü hareket izleniyor. Bir taraftan eğitim masrafları, bir taraftan kiralar. Diğer taraftan gıda fiyatlarındaki artış. Bizim yazın görmediğimiz don kaynaklı artışları biz görmeye başladık geçen ay itibariyle. Dolayısıyla bunları Merkez Bankası takip edecek. Eğer burada yine enflasyonda bir bozulma olursa, Merkez Bankası yine bunun gibi beklentilerin ötesinde bir faiz indirimi yapmayacaktır. Daha istikrarlı, daha en azından temkinli hareket edecektir diye düşünüyoruz. “ dedi.

Faiz indirimi sonrasında yatırımcıların en çok merak ettiği konulardan biri yatırım araçlarının nasıl şekilleneceği oldu. Turan açıklamalarının yatırım tavsiyesi olmadığının altını çizerek şunları söyledi:
Şu anda mevduat faizleri bugün, X banka ya da Türkiye'nin özel en büyük bankalarından birisinin sitesine ya da mobili bankacılığına girdiğimiz zaman, %42, 32 gün vadede vadenin mevduatı bulabiliyorum. Geçmiş son 12 aylık enflasyon ile yüzde 32.9. Buna baktığımız zaman aslında 10 puanlık bir artı faiz getiriş söz konusu. Enflasyon üzerinde getiri TL'de devam ediyor. Yüzde 17.5'lik stopajı düşsek bile biz burada getiri elde etmeye devam ediyoruz. TL'nin cazibesi devam ediyor. TL’nin risksiz enflasyon üzerinde bir getiri sunduğu belirten Turan, “Günlük fonlardaki, para piyasa fonlarındaki, serbest TL fonlardaki ve vadeli mevduattaki fırsatlar devam edecektir. Portfolyolarda mutlaka TL'nin olmasını zaten herkes öneriyor. Açıkçası ben de buradaki fırsatların devam ettiğini görüyorum, düşünüyorum.
Aylık kur artışı, örneğin dolar-TL'de %2. Enflasyon da yüzde 2 geldiyse bu çok fazla rahatsız etmez. Çünkü zaten halen %3'ün üzerinde biz bir faiz getirisi elde edebiliyoruz. Şu anki mevduat faizleriyle. Ancak %40'ın altına her faiz gerilemeye başladıkça buradaki tabii ki gelir getirisi azalacak. Ancak şunu da unutmamak gerekiyor. Bizim 2026'da Merkez Bankası'nın öngördüğü enflasyon ne? Orta noktası %16, %13 ile %19 arasında bir aralık belirlemiş durumda. Burada sapma artı eksi 2 olabilir. Öngörülen enflasyona göre bakmamız gerekiyor bu noktadan sonra. Çünkü biz geleceğe dönük bir yatırım yapıyoruz. O zaman öngörülen enflasyona göre de bir hesap yapmamız gerekiyor. %16 civarında bir beklenti varken biz %20 desek bile burada sapma olsa bile %35'e gerileyen bir politika faizi bankalarında yaklaşık %36-37 civarında vadeli mevduat faizi ödeyeceği anlamına gelir.” Açıklamasında bulundu.
Altındaki yükseliş paradigmalarına dikkat çeken Turan, “Altın 3 bin 694 dolara kadar çıktı bugün. Biliyorsunuz altın artık kağıt paraya dünyada güven kalmadı. Merkez bankaları altın toplamaya devam ediyor. Diğer taraftan jeopolitik riskler devam ediyor. ABD Başkanı Trump, ABD Merkez Bankası (Fed) üyelerinden Lisa Cook'u görevden aldıktan sonra Fed'in bağımsızlığı ile ilgili soru işaretleri oluşturdu. İşte Amerikan dolarına karşı burada güven zedelendi. ABD Merkez Bankası Fed'in 17 Eylül'de bir toplantısı var. 0.25 puan indirime kesin gözüyle bakılıyor. Burada 0.50'lik bir indirim olması bu ihtimal de artık artmaya başladı.”
Eskiden gümüşün dönüşümüyle ilgili geri dönüşün söz konusunu olduğunu hatırlatan Turan, ancak bu dönemde bu arzı talebi karşılayamaz hale geldiğini vurguladı.

Turan gümüşün yükselişiyle ilgili açıklamalarına şöyle devam etti:
1 gram altına 110 gram gümüş alınabiliyordu. Bu makasın daraldığını görüyoruz. Altın gümüş rasyosu 86'ya kadar gerilemiş durumda. Dolayısıyla önümüzdeki günlerde bu 80'nin de altına belki gerileyebilir. Bunu da takip etmek lazım.
Portföyü çeşitlendirmek lazım uyarısında bulunan Turan, “Tüm yumurtaları işte sadece faizle, sadece altına ya da sadece borsaya koymamak lazım. Dün ne oldu? İşte CHP kurultay kararının ertelenmesi borsada çok hızlı bir alım dalgası yarattı, sabah eksi açmıştı. İşte borsada böyle bir şey var. Sabah %2, 3, %5 eksi açan hisselerin biz günü %5, 6 artıyla yeşil kapattığını gördük. Borsanın böyle bir yer olduğunu bilerek borsaya yatırım yapmak gerekiyor. Yani sert dalgalanmalar olabiliyor. Fırsatlar olabildiği gibi en küçük negatif haberde negatif fiyatlama söz konusu olabiliyor. Burada da hisse bazlı yatırım yapmak yerine hisse senedi yoğun fonlar, hisse fonları tercih edilebilir.” Dedi.
*Yine fonlar üzerinden devlet tahvillerine yatırım yapılabiliyor. Bu fonlara işte faizin yüksek olduğu dönemde, faizin düşeceğini öngördüğünüz dönemlerde yatırım yapabiliyorsunuz hatırlatmasında bulunan Turan, “Yani vadeli mevduat gibi değil ancak burada da fırsatların olduğunu bilmemiz gerekiyor.” İfadelerini kullandı.

Merkez Bankası’nın faiz indirimi konut ve otomotiv sektörlerini de yakından ilgilendirdiğini ifade eden Turan, piyasalarda kısa vadede bir değişim beklemediğini belirterek şunları söyledi:
Faizlerin düşmesi aslında dediğimiz gibi kredilere hemen yansımayacağı için bir talep oluşturmaz. Talep oluşturmadığı için de hemen burada biz fiyat artışlarını gözlemlemeyiz. Merkez Bankası'nın özellikle talep kaynaklı enflasyonu engellemeye yönelik çok ciddi bir iradesi söz konusu. Ancak dediğimiz gibi konutta, otomativde, tüketici kredilerinde buradaki yapılan sınırlamalarda bir esneme olmadığı sürece biz kredilerde hızlı bir artış ve buna bağlı olarak enflasyonda hızlı bir şahlanış görmeyiz.
Konut faizlerinde biz düşüş bekliyoruz. Tabii ki %2.69'da en düşük konut kredi faizleri aylık bazda. Şimdi biz bunun %2.50'ye doğru geri dönmesini bekleriz. Ancak buna rağmen halen kredi faizleri yüksek. Diğer taraftan buradaki faiz indirimi konut fiyatlarında çok önceden fiyatlandı. Yani yansıtıldı. 4 milyonluk bir daire 6-7 milyon liraya çıktı ya da 8 milyonluk bir daire 11-12 milyon liraya çıktı. Dolayısıyla burada satılık ilanlarının son dönemde arttığını görüyoruz.

“Enflasyon yüksekken düşük faizli kredi kullanmak vatandaş için uzun vadede avantaj mı risk mi olur?” sorusuna şöyle yanıt verdi:
Enflasyon yüksekken düşük faizli kredi kullanmak kesinlikle avantaj. Ancak şu ortamda düşük faizli kredi bulmak neredeyse imkansız. Yani biz neyi görüyorduk daha önce? Tüketici kredilerinde %1.5'lük, %2'lik tüketici kredi faizleri görüyorduk. O zaman cazipti. Ama şunu da unutmamak gerekiyor, bir kredide vade ne kadar uzuyorsa onun da faiz maliyeti, paranın maliyeti artıyor. Dolayısıyla kredi çekerken de bütçeye göre ödenebilecek taksit tercih edilmeli. Yani 12 ayda ödenebilecek bir kredi için 24 ay vade tercih edilmemeli. Çünkü toplam maliyetlere bakılması gerekiyor bu noktada. Toplam maliyetlerde uzun vadeli kredilerde kısa vadeli krediye göre oldukça yüksek oluyor.

“Merkez Bankası yılsonu faiz, enflasyon hedeflerini tutturabilecek mi?” sorusuna Turan, “Merkez Bankası yılda 4 kez enflasyon raporu açıklıyor. Bu raporlarda biz ara ara hedeflerin revize edildiğini görüyoruz. Yıl sonu için beklenti %25-29 arasında. Bunun da üst banda yakın olacağıyla ilgili piyasada genel bir beklenti var. Yani %29-30 seviyesinde bir enflasyon beklentisi söz konusu. 2026 için öngörülen de %13-19 arasında orta noktası da 16 Yine üst pahada yakın bir enflasyon beklentisi söz konusu. Buna karşılık bu hedefin tutması bu yıl için yüksek ihtimal dediğimiz gibi bir parasal gevşeme olmazsa. Ancak bu hedeflerin tutturulabilir olduğu Orta vadeli programda da Merkez Bankası'nın hedeflerine yakın tahminler verildiğini görüyoruz. “ şeklinde cevap verdi.

Mevduatın cazibesi halen devam ettiğini vurgulayan Bilal Emin Turan sözlerini şöyle tamamladı:
Merkez Bankası'nın işte geçen haftaki faiz kararı ile birlikte biz 24 saat geçmeden vadeli mevduatlarda 32 gün 45 gün vadelerde hemen 1.5-2 puanlık düşüşü gördük. Dediğimiz gibi özel bankalar %43 %44 seviyesinde mevduat faizi önerirken bugün baktığımızda bu faizlerin %41-42 seviyesinde gerileceğini görüyoruz bazı bankalarda %40'ın da altına gerilemiş durumda. Siz vadeli mevduatı 32 gün paranızı bağlıyorsunuz bu 32 gün boyunca dokunamıyorsunuz ama para piyasası fonları da yine mesela %41-42'lik vadeli mevduatın aylık getirisi kadar size getiriyor ama siz istediğiniz zaman bunu bozup harcayabiliyorsunuz ya da paranız geldi bir yerden ekleme yapabiliyorsunuz. Dolayısıyla günlük faiz kazanıyorsunuz.
Öngörülen enflasyon da hesaba katılmalı. Siz bugün %40 vadeli mevduatla %40 faizle bağlısınız bile. Öngörülen enflasyon ile %30 seviyesine 10 puanlık stopaj vergi çıktığımız zaman 7-8 puanlık aslında burada bir avantaj söz konusu. TL'nin portföylerde olması gerektiğini düşünüyoruz ve halen cazibesi devam ediyor. %35'lere kadar burada fırsatlar devam edecektir. Bunu rahatça söyleyebiliriz. Yıl sonundaki enflasyon %30'un altında gerçekleşirse %35'lik bir vadeli mevduat da halen avantaj sunmaya devam edecektir diyebiliriz.
Altında da fırsatlar var ancak dediğimiz gibi altında işte şu var. Ne görmüştük 3500'den sonra 3200 dolara 3270 dolara kadar bir geri çekebilme bir düzeltmeyi görmüştük. İşte o noktada alıp acaba altın daha da düşecek mi deyip 3250'lerden 3300'lerden bozduranlar zarar etti.
Burada yer alan bilgiler yatırım tavsiyesi içermez. Bilgi için: Sorumluluk Beyanı